Yapılan araştırmalara göre çiçekli ortamda bulunduğumuz ilk saniyeden itibaren hayattan aldığımız zevk artmaya başlıyor. Çünkü çiçekler ani mutluluklar yaratıyor ki bu mutluluk evrensel, tüm yaş grupları için de geçerli... Ve bu etki uzun süre geçerliliğini koruyor. Öte yandan samimi ve içten ilişkilere zemin hazırlıyor.Çiçekler paylaşmanın da sembolü. Çünkü çoğumuz çiçeğini salon gibi ortak alanlara koymayı seviyor ki bu ortamın atmosferini paylaşma duygusuyla dolduruyor.
1- Çiçeğinizi vazoya koymadan saplarının su altında kalacak bölümündeki yaprakları temizleyin. Sapıların boyu mutlaka vazodan uzun olsun
.
2- Çiçeğinizin ihtiyaç duyduğu suyu alabilmesi için vazonun en az dörtte üçünü suyla doldurun. Ama bu su ne çok sıcak ne de çok soğuk olsun ve bu suyu her gün değiştirin. Aksi halde çiçeğiniz gereksinim duyduğu besin maddelerini beklemiş suda bulamaz.
3- Çiçek saplarını 2 günde bir kesin ve uçlarda oluşan küf ve yosunları bitki fırçasıyla temizleyin. Suyla temas eden yüzey alanını artırmak için çiçeklerin saplarının uçlarını eğik kesmekte fayda var.
4- Çiçeğinizi ne direkt güneş ışığında ne de esintili yerlerde tutmayın.
5- Solan çiçekleri vazodan çıkarın. Çünkü diğer canlı çiçeklerin de solmasına yol açar.
6- Çiçek besinleri kullanın. Ancak vazodaki suya bir çay kaşığı şeker ekleyerek de çiçeklerin daha uzun süre dayanabilmelerine yardımcı olabilirsiniz.
7- Sudaki mikroorganizma faaliyetini azaltmak için suya ezilmiş aspirin atabilirsiniz, bu vazonuzdaki bakterileri azaltır. Suya demir para atarak metal iyonları sayesinde bakteri faaliyetini azaltabilirsiniz. Ya da 1 yemek kaşığı elma sirkesi de ekleyebilirsiniz. Çünkü sirke bakterilerin gelişimini engeller.
8- Vazodaki 1 litre suya ¼ çay kaşığı karbonat eklerseniz dalından koparılan çiçekleriniz daha uzun süre tazeliğini koruyabilir.
9- Çiçeklerin solmaması için az miktarda saç spreyi sıkabilirsiniz. Ama sprey sadece yaprakların ve taç yaprakların alt tarafından sıkılmalı.